İnsanların bir kısmı için önemli bir kısmı içinse anlamsız hatta saçma denilecek bir gün olan 14 Şubat, markalar için hem satışlarını arttırma hem de marka bilinirliğini yükseltebilmek için önemli bir pazarlama arenası konumunda…
Günümüzde yaşadığımız toplumu tarif ederken;’Tüketim Toplumu’ tanımlamasını yapmamız çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Çünkü tüketmek için her gün onlarca sebep bulabiliyoruz. Bunların başında da tabii ki özel günler gelmektedir.
İnsanların bir kısmı için çok önemli bir kısmı içinde anlamsız hatta saçma denilecek bir gün olan 14 Şubat, markalar içinse hem satışlarını arttırma hem de marka bilinirliğini yükseltebilmek için pazarlama arenası konumundadır.
Bugünün anlamı, Roma Katolik Kilisesi’nin inanışına dayanan, Valentino isimli bir din adamının adına ilan edilmiş, batı toplumlarında ‘sevgili, hoşlanılan kişi’ anlamına gelmektedir. Günümüzde ise sevgililerin birbirlerine sevdiklerini söylemek ve hediye almak zorunda hissettikleri bir gündür. Kırmızı gül ve kalp adeta bugünün simgesidir. Sokaklar, kafeler ve mağaza vitrinleri bu konseptlerle süslenir.
Markalar için büyük bir fırsat dönemi olan bugün de tüketicilerle, çeşitli kampanyalar ve etkinliklerle birikte bir bağ kurma savaşları başlar.
Markaların dijital kanallar üzerinden yayınlanan çeşitli yazılı, görsel ve işitsel içerik tipleri ile takipçilerin ilgisini çekerek, marka hakkında pozitif bir duyguya sahip olmalarını sağlayan içerik ve iletişim stratejisi ile taktiklerinin birlikteliği ile markalar bugünü değerlendirmeye çalışmaktadır. Markaların bu günlerde içerik pazarlamasına bir hayli önem vermesi gerekmektedir.
İçerik üretirken dikkat edilmesi gerekenler;
Ben bu tür günlerin alışılmışın dışında kutlandığı zaman, markanın hedef kitlesinin dikkatini çekebilmek için bir fırsat olduğunu düşünüyorum. Her sektörden yüzlerce marka bugünü fırsata çevirmek isteyerek kampanyalar, indirimler hatta bugüne özel ürünler bile üretmektedir. Onların arasından sıyrılıp fark edilebilmek ve tercih edilen olabilmek için alışılmışın dışında farklı bakış açısıyla yaklaşmak gerek.
Örneğin; geçtiğimiz yıl Düzce’de yerli bir kahve markası olan Lucky Bros ile gerçekleştirdiğimiz “Yalnızlar” için 14 Şubat kampanyamız oldukça ses getirmiş ve TRT Ana haberde yer bulmuştu. Ulusal markalara bakacak olursak; Turkcell ’14 Şubat değil 14 Kubat’ reklamı ile gençlerin ve sosyal medyanın adeta gündemine oturmuştu ya da Koçtaş’ın ‘Ürünlerimiz sevgiliniz için uygun olmasa da kalplerimiz sizin için atıyor’ afişleri oldukça beğeni toplamıştı. Bu tür örnekleri onlarca marka ile zenginleştirebiliriz.
14 Şubat’ın tüketim çılgınlığımızı daha da körükleyen bir sebep olduğu bir kesinlikken bunu fırsata çeviren ve hedef kitlesininin dikkatini çekebilen markalar her zaman kazanacaktır.
Dediğim gibi toplum olarak tüketmek için birçok sebep bulabiliyoruz. Markalarda bu sebepleri fırsata çevirmeye çalışıyor. Ama her şeye rağmen birilerinin bir günlüğüne de olsa mutlu olduğunu bilmek sanki tüm bunları masumlaştırıyor gibi. Yalnızca 14 Şubat’ta değil hayatımız boyunca sevdiğimizi söylediğimiz ve hediyeleştiğimiz sevgi dolu bir hayat geçirmemizi diliyorum.
**Bu yazı Özkan Gözütok tarafından Mavi Dergisi için hazırlanmıştır.
Herkesin hayalidir marka olmak. Sizce Marka Doğulur Mu? Marka Olunur mu?
Eğer kurduğunuz şirketin 5 ile 10 yıl arasında batmasını istemiyorsanız “sürdürülebilirlik" ve “kurumsal yönetim anlayışı” önceliklerinizin en başında gelmelidir.
2021 Yılı Tayyare Limanı Sürdürülebilirlik Raporu Mesajım