Son yılların en büyük sel felaketine şahit oldu Akçakoca. Düzce’nin Karadenize açılan mavi incisinin şu günlerde biraz daha fazla ilgiye ihtiyacı var. Siz de bu yaz sevdiklerinizle güneşin denizden doğup denizden battığı yerde buluşun!
Bu deyiş aslında ‘ürününü iyi yapanın kolay müşteri bulacağını’ ifade eden bir söz. Ürününüzü siz ne kadar kaliteli yaparsanız yapın, artık sinek Bağdat'tan gelmiyor. Küresel bir rekabet var. Sizin mutlaka müşteri algılarını takip eden ve pazarlamaya odaklanan bir bakış geliştirmeniz gerekiyor.
Düzceli olupta Düzce’yi gezmeyen, bilmeyen o kadar insan var ki. Ne yazık ki bunların en başında da ben gelirim galiba. Yaşadığımız şehri gezip dolaşmadan yurt dışı ya da büyük şehir turu hayalleriyle yanıp tutuşuyoruz. Peki yaşadığınız şehri yeterince tanıyor musunuz?
Peki siz sokaklarda ki bayrakların, pankartların yada çevrede oluşturduğu gürültü kirliliği sayesinde insanlara itici gelen seçim otobüslerinin seçmenin oy tercihini değiştirebileceğini düşünüyor musunuz?
Öğretmenlik; çocukluğumuzdan büyüdüğümüz ana kadar bize hep kutsal olarak anlatılan bir meslek olmuştur. “Çocuğunuz hangi mesleği seçmeli” sorusuna anne ve babalar için, öğretmenlik en başta gelenler arasında yer almıştır. Peki bu mesleği diğerlerinden ayıran ve kutsal kılan nedir?
Çocuğunuzu sanayide çalıştırmak ister miydiniz? Ya da bir inşaatta? İstemezsiniz elbette. Peki reklam yıldızı ya da dizi oyuncusu olmasını ister miydiniz? İşte herşey bu soru ile başlıyor…
Belirli dönemler gibi Ramazan ayı da artık markalar için ciddi bir rekabet arenasına dönüştü… Ancak Ramazan ayının bir pazarlama aracı olarak kullanmasını destekleyenler kadar “uygunsuz” görenler de var. Ramazan ayının ruhunu yansıtabilen, tüketicinin duygularını sömürmeden kampanyasını şekillendiren markalar tüketiciden takdir topluyor.
Kendine özel, iyi bir lezzet fikrine ya da kaliteli bir hizmete sahip, sosyal medyada varlık göstermenin önemini kavramış, dekorasyonuna verilen önem kadar sosyal medyadaki içerik zenginliğini de önemsemiş restoranların daha geniş kitlelere ulaşacakları ve müşteri kitlesini de giderek büyütecekleri bir gerçektir.
Kadınların, internetten alışverişi ne kadar sevdiği, erkeklere oranla çok daha hızlı benimsediği ve yine tüketici olarak daha fazla rol aldığı bugüne kadar çok konuşuldu. Ancak düne kadar müşteri olarak gündeme gelen kadınlar, bugün e-ticaret girişimcilik öyküleriyle de sektörde çokça konuşulmayı hak eder duruma geldiler…
Bugün, kullandığımız ürünlerden aldığımız hizmetlere kadar her şeyin bir markası var. Cebinizde ki telefonun, giydiğiniz ayakkabının, kullandığınız arabanın markalarını düşünün. Günlük yaşantımızda ister istemez binlerce markayla haşır neşir oluyoruz. Peki, sizce bir kent “marka” olabilir mi?
İnternet, insanoğlunun tam olarak anlamadan inşa ettiği az şeyden birisidir. Aslında sosyal medya da tam olarak böyle birşey. İnsanların tam olarak anlamadan inşaa ettikleri ve hayatlarının her alanında yer etmesi muazzam ama bir o kadar da akıl almaz bir durum.