Kim bilir belki de bu anlattıklarımı Elazığ’da yaşayan 9 yaşında bir çocuk hissetti. Belki O da ilk benim gibi 9 yaşında tanıştı deprem kelimesiyle. Biz bu acılarla, korkularla yaşadık daha önce. Aylarca çadırlarda da kaldık, eğitimde gördük çadırlarda. Biz biliriz ki; bu tür acıları yaşayan bilir.
Bu deyiş aslında ‘ürününü iyi yapanın kolay müşteri bulacağını’ ifade eden bir söz. Ürününüzü siz ne kadar kaliteli yaparsanız yapın, artık sinek Bağdat'tan gelmiyor. Küresel bir rekabet var. Sizin mutlaka müşteri algılarını takip eden ve pazarlamaya odaklanan bir bakış geliştirmeniz gerekiyor.
Düzceli olupta Düzce’yi gezmeyen, bilmeyen o kadar insan var ki. Ne yazık ki bunların en başında da ben gelirim galiba. Yaşadığımız şehri gezip dolaşmadan yurt dışı ya da büyük şehir turu hayalleriyle yanıp tutuşuyoruz. Peki yaşadığınız şehri yeterince tanıyor musunuz?
Peki siz sokaklarda ki bayrakların, pankartların yada çevrede oluşturduğu gürültü kirliliği sayesinde insanlara itici gelen seçim otobüslerinin seçmenin oy tercihini değiştirebileceğini düşünüyor musunuz?
İnsanların bir kısmı için önemli bir kısmı içinse anlamsız hatta saçma denilecek bir gün olan 14 Şubat, markalar için hem satışlarını arttırma hem de marka bilinirliğini yükseltebilmek için önemli bir pazarlama arenası konumunda…
Google, bu yılın en çok aranan kelimelerini yayınladı. Türkiye’de en çok aranan kelimeler arasında dolar, bedelli askerlik, dünya kupası ve yeşil uzaylı gibi ilginç kelimeler yer alıyor.
Öğretmenlik; çocukluğumuzdan büyüdüğümüz ana kadar bize hep kutsal olarak anlatılan bir meslek olmuştur. “Çocuğunuz hangi mesleği seçmeli” sorusuna anne ve babalar için, öğretmenlik en başta gelenler arasında yer almıştır. Peki bu mesleği diğerlerinden ayıran ve kutsal kılan nedir?
Çocuğunuzu sanayide çalıştırmak ister miydiniz? Ya da bir inşaatta? İstemezsiniz elbette. Peki reklam yıldızı ya da dizi oyuncusu olmasını ister miydiniz? İşte herşey bu soru ile başlıyor…
Belirli dönemler gibi Ramazan ayı da artık markalar için ciddi bir rekabet arenasına dönüştü… Ancak Ramazan ayının bir pazarlama aracı olarak kullanmasını destekleyenler kadar “uygunsuz” görenler de var. Ramazan ayının ruhunu yansıtabilen, tüketicinin duygularını sömürmeden kampanyasını şekillendiren markalar tüketiciden takdir topluyor.